Hamidimiz kelimesi, köken olarak Arapça’dan gelen “hamd” kökünden türemiş ve Osmanlı döneminde kullanılan bir ifadedir. Bu yazımızda Hamidimiz ne demek, Osmanlıca’daki kullanımını ve İslam’daki yerini detaylı anlattık.
Hamidimiz Kelimesinin Anlamı
Hamidimiz ne demek, Arapça “hamd” kökünden gelen “hamid” (övülen, şükreden) kelimesine Türkçe’deki “imiz” ekinin getirilmesiyle oluşmuştur. Bu ifade, genel anlamıyla “övülen kişimiz, şükreden kişimiz” anlamını taşır. Tarihsel olarak çoğunlukla Osmanlı padişahlarından Sultan II. Abdülhamid Han’a (1842-1918) atfen kullanılan bir tabir olmuştur.
Bu kavramı daha geniş bir bağlamda anlayabilmek için, kelimenin temel kökü olan “hamd” kavramını incelemek gerekir. Hamd, Allah’a şükretmek, O’nu övmek anlamına gelir. Dolayısıyla bu ifade, “Allah’a şükreden, O’nu öven kişimiz” anlamına da gelmektedir.


Osmanlıca Hamidimiz Ne Demek?
Osmanlı Türkçesinde bu ifade, özellikle Sultan II. Abdülhamid döneminde yaygın olarak kullanılmıştır. Osmanlıca’daki kullanımı, padişahın kullarının gözünde yüceltilmiş, övülmüş ve Allah’a şükreden bir hükümdar olduğunu ifade eder.
Osmanlı belgelerinde bu kelime şu şekilde yazılır: “حميدمز” ya da “حميدمزك” (Hamidimizin). Osmanlı’da padişahlara verilen unvanlar arasında isimlerinden türetilen ifadeler sıkça kullanılmıştır. Sultan II. Abdülhamid için bu ifade, halk arasında ve resmi yazışmalarda sıklıkla kullanılan bir hitap şekliydi.
İslamda Hamidimiz Ne Demek?
İslam dini açısından bu kavramı anlamak için öncelikle “hamd” kelimesinin dini anlamına bakmalıyız. Hamd, İslam’da Allah’a sunulan övgü ve şükrün en yüksek formudur. Kuran-ı Kerim’in ilk suresi olan Fatiha, “Elhamdülillahi Rabbil alemin” (Hamd alemlerin Rabbi Allah’a mahsustur) ayetiyle başlar.
İslami bağlamda, bu ifadenin Allah’ın isimlerinden biri olan “El-Hamid” (övgüye layık olan) ile bağlantılı olduğunu söyleyebiliriz. İslami açıdan “bizi övgüye layık kılan, bize hamd etmeyi öğreten” anlamlarını taşıyabilir.
İslam geleneğinde, Allah’ın isimlerinden türetilen isimler almak önemli bir uygulamadır. Abdülhamid ismi de “Allah’ın kulu Hamid” anlamına gelir ve buradaki Hamid, Allah’ın El-Hamid ismine atıftır. Bu açıdan bakıldığında, “Allah’a hamd eden, şükreden önderimiz” şeklinde de anlaşılabilir.
Kelimenin Tarihsel Kullanımları
Bu kelimeyi tarihsel perspektiften ele aldığımızda, özellikle Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde popülerlik kazandığını görürüz. Sultan II. Abdülhamid’in 1876-1909 yılları arasındaki saltanatı, Osmanlı İmparatorluğu’nun modernleşme ve dış baskılarla mücadele ettiği zorlu bir dönemdi.
Bu dönemde söz konusu ifade şu şekillerde kullanılmıştır:
- Resmi Belgelerde: Devlet yazışmalarında “Padişahımız Hamidimiz Efendimiz” gibi ifadelerle Sultan II. Abdülhamid’e atıfta bulunulmuştur.
- Halk Arasında: Osmanlı tebaası arasında bu ifade, padişaha olan saygı ve bağlılığı göstermek için kullanılmıştır.
- Edebi Eserlerde: Dönemin şairleri ve yazarları, eserlerinde bu ifadeyi kullanan methiyeler yazmışlardır.
- Mimari Eserlerde: Sultan II. Abdülhamid döneminde inşa edilen birçok yapıya “Hamidiye” adı verilmiş ve kitabelerde bu ifade kullanılmıştır.
Kelimenin Günümüzdeki Kullanımı
Günümüzde bu kelime, çoğunlukla tarihsel bir merak veya araştırma amacıyla incelenmektedir. Modern Türkçe’de, günlük dilde yaygın olarak kullanılmamakla birlikte, tarihsel metinlerde veya Osmanlı tarihine ilişkin çalışmalarda karşımıza çıkmaktadır.
Bu tabir, bugün daha çok:
- Tarih araştırmalarında Sultan II. Abdülhamid dönemine atıfta bulunurken
- Osmanlıca metinlerin çevirilerinde
- İslami içerikli eserlerde hamd kavramını açıklarken
kullanılmaktadır.
Osmanlıca Nasıl Yazılır?
Osmanlıca’da bu kelime şu şekilde yazılır:
حميدمز
Bu yazılışı detaylandıracak olursak:
- ح (ha): H sesi
- م (mim): M sesi
- ى (ye): İ sesi
- د (dal): D sesi
- م (mim): M sesi
- ز (ze): Z sesi
Osmanlıca metinlerde genellikle bu şekilde yazılır, ancak metnin bağlamına göre sonuna farklı ekler de getirilebilir.
İslamda Hamd Kavramı ile İlişkisi
İslam’daki hamd kavramını incelemek, konuyu daha derinlemesine anlamaya yardımcı olacaktır. Hamd, İslam’da sadece teşekkür etmek değil, aynı zamanda Allah’ın yüceliğini ve mükemmelliğini tanımak ve bunu dile getirmektir.
Kuran-ı Kerim‘de hamd kavramı sıkça geçer ve Müslümanlar günlük ibadetlerinde “Elhamdülillah” (Allah’a hamd olsun) ifadesini sıkça kullanırlar. Bu bağlamda, “hamd eden önderimiz” veya “bizi hamd etmeye yönlendiren kişimiz” anlamlarına gelebilir.
İslami literatürde hamd ile ilgili şu hadis-i şerif önemlidir: “Hamd, şükrün başıdır. Allah’a hamd etmeyen, O’na şükretmemiş olur.” Bu hadis, hamd kavramının İslam’daki merkezi önemini vurgular.
Günümüzde bu kavramı anlamak, tarihimizi ve kültürel mirasımızı daha iyi kavramak açısından önemlidir. Bu kelime, dilimizin geçmişten günümüze taşıdığı zengin anlam dünyasının güzel bir örneğidir.
İlginizi Çekebilir!